27 Sep
27Sep

Çocuklarınızla ilgili sizin ve öğretmenlerinizin söylemleri genelde şu şekilde mi?

 “Kendi sınıfta, zihni başka yerde.”

“Aslında çok zeki ama kendini derse vermiyor, derslerine pek çalışmıyor.”

“Çok aceleci, düşünmeden cevap veriyor.”

“Dersin başına otursa da ya tuvalete gider ya kalemini düşürür, bir bahane bulup sık sık ayağa kalkar.”

“İşine geleni duyar, işine gelmeyeni duymaz.” 

“TV izlerken bile hareket eder.” 

“Sandalyede oturmanın 50 çeşidini gösterebilir. ” 

“Bilgisayar başında saatlerce oturabiliyor ama ödev başında en çok 10 dk. “

“Sınavlarda dikkatsizce hatalar yapıyor. ”

“Sırada otururken bile eli ayağı hareket ediyor.”


Öyleyse bu durum, çocuğunuzda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu görüldüğünün bir işareti olabilir.

Çocuğunuzun zevk aldığı oyunlar veya aktivitelere yoğunlaşması, vaktini bu etkinliklere ayırabilmesi onun ‘zeki ama tembel olduğu, işine gelmediği için çalışmadığı’ anlamına gelmeyebilir.

Çünkü haz veren yaşantılarda çocuklar beynin orta bölümündeki limbik sistemi kullanıyor. Bununla birlikte, akademik çalışmalar sırasında ise çocuklar dikkat ve konsantrasyon sağlamada sorumlu olan frontal bölgeyi kullanıyor. Frontal subkortikal devrelerdeki düzensizlik DEHB’nin oluşumuna zemin hazırlıyor ve bu durum akademik performansı olumsuz yönde etkiyebiliyor.

Dolayısıyla DEHB’nin daha çok dikkatin görece ‘sıkıcı’ olan alanlarda sürdürülmesinde yaşanan problemle ilişkili olduğu söylenebilir. Bu sebeple çocuğun dikkatini oyun oynarken veya televizyon izlerken sürdürmesinin dikkat ve konsantrasyon süreçlerinde sorun yaşamadığı anlamına gelmediği bilinmelidir.


Peki Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu nedir?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, yaş ve gelişim düzeyi ile uyumsuz, dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri ile kendini gösteren, erken başlayan ve etkileri yaşam boyu sürebilen, nöropsikiyatrik bozukluktur (APA, 2013). Sıklıkla çocukluk çağı bozukluğu olarak bilinen DEHB’nin gelişimsel bir nitelik taşıdığı; bozukluğun, çocukluk ve ergenlik döneminden sonra yetişkinlikte de devam ettiği gözlenmektedir (Tannock, 1998).

Yapılan çalışmalarda okul çağında DEHB tanılı çocukların bu tanıyı almayanlara göre akademik işlevselliklerinin daha fazla bozulduğu, okul başarılarının daha düşük olduğu ve sınıf tekrarı yapma oranlarının arttığı bulgulanmıştır (Biederman ve ark. 1999, Özcan ve Miniksar 2015).

Hiperaktiflik ve yaramazlık birbirine karıştırılmamalıdır.

İki sözcüğü kökensel olarak ele alalım.

Hyperactive; İngilizce bir sözcük olup bu sözcük; çok aşırı, yüksek; aktif, etkin, canlı, hareketli anlamlarını içerir.

Yaramaz ise; söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı çocuk, uslu karşıtı demektir (TDK, 1983; TDK, 2010).

Çocukluk çağı, hem çocuğun kendini hem de dış dünyayı keşfettiği önemli bir dönemdir. Zaman zaman çocuklar her konuda uyumlu davranmayabilir. Yaramazlık normal bir ruhsal gelişimin parçası olabileceği gibi çevrenin gösterdiği ihmale (duygusal ihmal gibi) yönelik bir girişim veya farklı psikolojik sorunların sonucunda ortaya çıkabilir.

Buna karşın hiperaktivite, nöropsikiyatrik bir bozukluk olup farklı durumları da içerir.

Örneğin hiperaktif çocuklar, diğer çocukların ancak heyecanlandıkları bir durum karşısında aşırı derecede heyecanlanırlar. Anlatılanları dinlemek ve öğretilenleri görmek için açıklamaları veya sıralarını bekleyemezler. Kendilerini ve diğerlerini tehlikeye atma pahasına olsa da, hiçbir amaçları olmadığı hâlde koştururlar. Sık sık öfke nöbetleri yaşayabilirler (Tarhan, 2016).


DEHB belirtileri nelerdir?

Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından tanımlanan dikkat eksikliği ölçütleri şunlardır:

  1. Belirli bir işe ya da oyuna dikkatini vermekte zorlanır.
  2. Dikkati kolayca dağılır.
  3. Dikkatsizce hatalar yapar.
  4. Başladığı işi bitiremez.
  5. Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünür.
  6. Görev ve etkinlikleri düzenlemekte zorlanır.
  7. Yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınır (ev ödevi, okul aktiviteleri gibi).
  8.  Etkinlikler için gereken eşyaları kaybeder.
  9. Günlük etkinliklerde unutkandır.

Aşırı hareketlilik, bireyin, yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayacak biçimde hareketli olmasıdır.


Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından belirlenen hiperaktivite ölçütleri şunlardır:

  1. Eli ayağı kıpır kıpırdır.
  2. Oturduğu yerde duramaz.
  3. Gereksiz yere sağa sola koşturur, eşyalara tırmanır.
  4. Sakince oynamakta zorlanır.
  5. Sürekli hareket eder ya da sanki motor takılmış gibidir.
  6. Çok konuşur.

Dürtüsellik, kişinin kendini kontrol etmede sorun yaşamasıdır.


Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından belirlenen dürtüsellik ölçütleri şunlardır:

  1. Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verir.
  2. Sırasını beklemekte güçlük çeker.
  3. Başkalarının sözünü keser ya da oyunlarında araya girer.


DEHB tanısı nasıl konur?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konulabilmesi için belirtilerin 7 yaştan önce ortaya çıkmış olması, birden fazla ortamda görülüyor olması, bu belirtilerin en az 6 tanesinin en az 6 ay boyunca devam ediyor olması ve yaşanan sorunların çocuğun yaşantısını, okulla ilgili performansını olumsuz biçimde etkilemesi gerekir.  

Örneğin 11 yaşında daha önce bu belirtileri göstermeyen, evde son derece dürtüsel iken okulda böyle bir problem yaşamayan çocuk veya sınav gibi spesifik bir durumda zaman zaman dikkatsizlik yaşayan bir çocuk için dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşanan problemin odağı olarak ele alınmaz. Bunun yerine başka sorunlar araştırılır.

Bununla birlikte bir çocuğun fazla hareketli olması ya da düşünmeden hareket etmesi her zaman DEHB olduğu anlamına gelmez. Bazı davranışlar ve tutumlar görme bozukluğu, işitme kaybı ya da öğrenme güçlüğü gibi fiziksel ya da zihinsel sorunlardan kaynaklanıyor olabilir.


Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun nedenleri nelerdir?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu kalıtsal geçişe sahip olmakla birlikte farklı sebepler sonucunda da ortaya çıkabilmektedir.

Bu sebepler şunlardır:

Gebelik sırasındaki faktörler:

  • Annenin kötü beslenmesi
  • Kimyasal zehirler (örneğin kurşun, civa)
  • Alkol kötüye kullanımı
  • İlaç kötüye kullanımı


Doğum sırasındaki ve sonraki faktörler:

  • Zor doğum, doğum sırasında ya da sonrasında beynin oksijensiz kalması
  • Enfeksiyonlar
  • Demir eksikliği anemisi
  • Kimyasal zehirler


DEHB ile birlikte görülen diğer sorunlar:

  • Davranım Bozukluğu  
  • Depresyon
  • Anksiyete Bozuklukları      
  • Öğrenme Güçlükleri (okuma, yazılı-anlatım , matematik, karma)
  • Bipolar Bozukluk


DEHB’nin tedavisi nasıl olmalıdır?

Tedavi sürecinde en önemli nokta çocuk-ergen psikiyatristi ve psikolog gibi uzmanların, aile ve eğitimcilerin işbirliği içinde olmasıdır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda genellikle psikoterapi ile medikal tedavi bir arada yürütülmektedir. Terapi sürecinde, dikkatin sürdürülmesi ve dürtüselliğin kontrol edilmesi adına gerekli becerilerinin geliştirilmesi çalışılırken, aileye de çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda danışmanlık hizmeti sunulabilir. Çocuğun öğretmenleri ile de bilgi alışverişinde bulunularak, onun için faydalı adımların atılması ve çocuğun eğitim süreci içerisinde de desteklenmesi bu sürecin gidişatını olumlu yönde etkiler.


Ebeveynlere bu dönemde neler düşmektedir?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, çocuğu ve aileyi zorlayan bir durumdur. Ailenin bu dönemde sabırlı olması, tedavi sürecinde umutsuzluğa kapılmaması ve yapıcı adımları her zaman desteklemesi gerekmektedir.

DEHB tanılı çocukları olan ebeveynlerin aile içinde daha sağlıklı iletişim örüntüleri oluşturmak adına hem çift olarak birbirlerine hem de kendilerine zaman ayırmaları oldukça önemlidir.

Bununla birlikte çocuğun sadece olumsuz davranışlara odaklanmak yerine, olumlu davranışlarını ve elde ettiği başarıları pekiştirmek çocuğun benlik saygısı açısından pozitif bir etki yaratacaktır.

Ebeveynlerin çocuklarına ilişkin beklentilerini gözden geçirmesi, bu beklentilerin çocuğun gelişim düzeyine ve durumuna uygun, gerçekçi beklentiler olduğuna emin olması bir diğer önemli noktadır. Beklentilerin karşılanmadığı durumlarda çocuklara ilişkin yıkıcı eleştiriler yapmaktan, olumsuz kelimelerle onları etiketlemekten kaçınılmalıdır.

Ebeveynler aynı zamanda bu süreçte çocuklarının enerjik yapısını spor gibi pozitif bir alana yönlendirerek onların fiziksel ve ruhsal gelişimini destekleyebilir.

Ebeveynlerin çocuklarına vereceği en büyük armağan onlara duydukları sevgiyi belli edip bunu dile getirmeleridir. Bu sayede ebeveynler çocuklarına doğru şekilde destek sunabilir ve ruh sağlıklarının korunup, gelişmesine yardımcı olabilir.

Unutulmamalıdır ki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda, sorun ne kadar erken fark edilip destek alınmaya başlanırsa, o kadar çok başarı sağlanacaktır. Bu noktada ailelerin ve eğitimcilerin çocukları iyi gözlemleyip doğru yönlendirmeleri oldukça önemlidir.


Çocuklukta görülen dikkat eksikliği, depresyon ile karıştırılmamalıdır.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile en çok karışan tanı ise çocukluk çağı depresyonudur. Çocuklar da yetişkin bireyler gibi bazı içinden çıkamadıkları, çözüme ulaştıramadıkları olaylar karşısında duygusal olarak etkilenmekte, depresif bir süreç yaşayabilmektedir.

Buna bağlı olarak çocuklarda, dikkat ve konsantrasyonda bozulmalar görülebilir. Bu sebeple çocuğun iç dünyasının projektif testler ile bir uzman eşliğinde değerlendirilmesi bu süreçte önemlidir.

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.